Bu hastalık kritik organelleri hedef alıyor

 

POLG ilişkili hastalıklar, hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin işlevini bozan nadir ve tedavi edilemez genetik bozukluklardır. Bu hastalıklara, mitokondrideki DNA’yı kopyalamak ve onarmak için gerekli olan DNA polimeraz gama (pol γ) proteininin üretimini sağlayan POLG genindeki mutasyonlar neden olur.

Araştırmalara göre, Kuzey Avrupa kökenli insanların yaklaşık yüzde 2’si hastalığa yol açabilecek mutasyonları taşıyor. Ancak bu mutasyonları taşıyan herkesin POLG ilişkili bir hastalık geliştireceği anlamına gelmiyor. Küresel olarak, bu hastalıkların yaklaşık her 10 bin kişiden birini etkilediği tahmin ediliyor.

POLG genindeki mutasyonlar, mitokondrideki DNA miktarını azaltarak veya DNA’da hataların birikmesine yol açarak hücrelerin enerji üretimini engelliyor. Bu durum, enerjiye en çok ihtiyaç duyan merkezi sinir sistemi, kaslar ve karaciğer gibi organlarda işlev bozukluğuna ve hatta organ yetmezliğine neden olabiliyor.

POLG mutasyonları, bilinen en yaygın kalıtsal mitokondriyal hastalık sebeplerinden biridir. Şu ana kadar hastalığa yol açan yaklaşık 300 farklı POLG mutasyonu tespit edilmiştir. Alpers-Huttenlocher sendromu, ataksi nöropati spektrumu ve çocukluk çağı myoserebrohepatopati spektrumu, bu gruptaki hastalıklara örnek olarak verilebilir.

Hastalığın belirtileri çocukluk döneminden yetişkinliğe kadar farklı yaşlarda ortaya çıkabilir ve şiddeti değişkenlik gösterebilir. Genellikle belirtiler, merkezi sinir sistemi, kaslar ve karaciğer gibi yüksek enerji ihtiyacı olan bölgeleri etkiler.

Sık görülen belirtiler arasında göz kaslarında güçsüzlük, omuzlar veya üst kollardaki kaslarda zayıflık, göz kapağı düşüklüğü, epilepsi ve karaciğer yetmezliği bulunur. Alpers-Huttenlocher sendromu gibi daha şiddetli vakalarda, nöbetler, hareket yeteneğinin azalması ve karaciğer hastalığı gibi ciddi belirtiler görülür.

Ne yazık ki, POLG ilişkili hastalıkların kesin bir tedavisi yoktur. Tedaviler genellikle belirtileri hafifletmeyi amaçlar. Örneğin, nöbetleri kontrol altına almak veya hareket zorluklarını hafifletmek için ilaçlar reçete edilebilir. Karaciğer yetmezliği gelişen hastalar için organ nakli bir seçenek olabilir.

POLG hastalığı teşhisi konan kişilerde, belirtiler başladıktan sonra ortalama yaşam süresi üç ay ile on iki yıl arasında değişebilir.

Yakın dönemde, 2025 yılının Mart ayında Lüksemburg Prensi Frederik’in, POLG ilişkili bir hastalık nedeniyle 22 yaşında hayatını kaybettiği bildirildi. Frederik, POLG ilişkili hastalıkların tedavisi için araştırmaları destekleyen The POLG Foundation’ın kurucusu ve yaratıcı direktörüydü.

Related Posts

Mutlu mu yoksa mutsuz musun? Cevabı ağzındaki bakterilerde…

New York Üniversitesi’nden bilim insanları, ağız mikrobiyomundaki çeşitlilik azalmasının, bireylerin ruh sağlığı durumlarıyla doğrudan bağlantılı olabileceğini öne sürüyor.

Tıbbi bitkilere veritabanı

Tıbbi bitki çaylarının üretim süreçlerini mercek altına almak ve bu ürünlerin etkili, kaliteli ve güvenli biçimde halka sunulmasını sağlamak amacıyla “Tıbbi Çayın Ruhsatlandırılmasında Üreticinin Yol Haritası” konferansı düzenlendi.

Uzmanı bu basit yöntemi önerdi: 20-20-20 kuralı

Dr. Tarık Mecit, dijital yorgunluğun gözlerin ötesine geçerek hormon dengesi, bağışıklık sistemi ve zihinsel işlevler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını açıkladı.

Sağlık Bakanı Memişoğlu’nun açıklaması, ‘Adım doğru ancak yön belirsiz’ diye değerlendirildi: HPV aşısı ücretsiz oluyor

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, HPV aşısının yıl sonunda uygulanmaya başlanacağını duyurdu. Aşının ücretsiz olması için mücadele eden hukukçular ise içeriğine dikkat çekerek, “Sınırlı koruyuculu değil, dokuz bileşenli ve etkili versiyon tercih edilmeli” uyarısında bulundu. “Adım doğru ancak yön belirsiz” değerlendirmesi yapıldı.

Kurban Bayramı’nda nasıl beslenmeli? Uzmanlardan kritik uyarılar

Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esen Taşğın, Kurban Bayramı’nda etin ve tatlının kontrollü tüketilmesi tavsiyesinde bulundu.

Uzmandan uyarı: Hamilelikte çiğ ya da az pişmiş et uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hakan Bilgesoy, çiğ veya az pişmiş et tüketiminin gebelikte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek, “Toksoplazma gibi parazitler düşük ya da erken doğuma neden olabilir” uyarısında bulundu.