Asrın felaketinde Osmaniye’de ailesiyle birlikte yaşadığı ev ağır hasar alarak yıkılan 10 yaşındaki Medet Mahmut Çardak, evlerinin bahçesinde kurdukları çadırda hayallerini tuvale resmediyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden Osmaniye de etkilenmiş ve insanların hayatı değişmişti. Asrın felaketine kent merkezinde bulunan evlerinde yakalanan Çardak ailesinin evleri de ağır hasar almış ve ardından yıkılmıştı. Ailenin 10 yaşındaki evladı Medet Mahmut Çardak’ın hayatı da depremle değişti. Evlerinin bahçesine kurdukları çadırda hobi amaçlı resim çizmeye başlayan küçük çocuk, bu hobisini adeta tutkuya dönüştürdü. Medet Mahmut, 17 yaşındaki ablasının yardımıyla çıktığı bu yolda, yaptığı resimlerle sergi açmayı hedefliyor.
“30’un üzerinde tablo yaptım, çevremdeki insanlar çalışmalarımı beğendiği için onlara hediye ettim”
Deprem psikolojisinden uzaklaşmak için resim çizmeye başladığını belirten Medet Mahmut Çardak, “6 Şubat depreminde evimiz ağır hasarlı çıktı ve yıkıldı. Sonra çocukluğumdan beri resme ilgim olduğunu fark ettim çünkü bir problem oldu mu canım acıdığında hep resim çizdim. Ayşe ablam bu konuda beni çok destekledi ben de içimdeki yeteneği keşfettim. Onunla beraber hep resim çizdik mesela çok yakın bir zaman önce de onunla resim çizmiştik, bu beni çok eğlendirmiş, mutlu etmişti. Depremde okul olmadığı için resim çizmeye daha fazla merak sardım, hep resim çizdim. Depremden sonra ablamla bol bol vaktimiz oldu resim çizdik beraber çizimler öğrendik ve bana bildiği birkaç şeyi anlattı. Çadırdayız ama aile bireylerim çok yardımcı oluyorlar bana. Özellikle annem, babam ve Ayşe ablam benim resim kursuna gitmemi, içimdeki yeteneğimi keşfetmemi istediler ve resim kursuna gittim. Orada öğretmenim ilk günden çok güzel davrandı bana çok hoşuma gitti kursun ikinci günü elma çizdim, ilerlemeye başladım, sonunda tablo yapmaya başladım. 30’un üzerinde tablo yaptım, çevremdeki insanlar çalışmalarımı beğendiği için onlara hediye ettim. En büyük hayalim bir sergi açmak, insanların resimlerimi görmesini çok istiyorum” dedi.
“Çadırda kalıyoruz ama kardeşimin sanata karşı sevgisi hiç bitmiyor”
Çadırda yaşamanın kardeşinin hayallerine son vermediğini belirten Ayşe Çardak, “Resimle küçüklüğümden beri ilgiliyim, ilk başta kreşteki çizimlerim hocalarım tarafından beğenildiği için resim üzerindeki ilgim arttı ve daha fazla resim çizmeye başladım. Bu da yeteneğimin ortaya çıkmasını, keşfedilmesini ve gelişmesini sağladı. Çocukluk döneminden beri resim çizdiğim için aileden birinin de resimle uğraşmasını istedim daha sonra benden 8 yaş küçük erkek kardeşim dünyaya geldi. Konuşmaya, yürümeye başladıktan hemen sonra çocuğun resme ilgisi olduğunu fark ettim. Özellikle benim resimlerime benimle beraber oturup karalama yapmaya resim çizmeye başladı. Kardeşim ilkokula başladı, ilkokulda daha da geliştiğini fark ettim ve bu konuda ona destek olmaya çalıştım. 6 Şubat depreminde bizim evimiz ağır hasarlı olarak kayda geçti ve yıkıldı. Çadır hayatına geçtik ve okul olmadığı için kardeşimle daha fazla vakit geçirebiliyordum. O yüzden ikimiz beraber resim çizmeye başladık ve kardeşimin benden daha yetenekli olabileceğini fark ettiğim için aileme bu konuda destek alabileceğine dair bir fikir beyan ettim, onlar da kabul ettiler. Okullar açılar açılmaz okulunda bir resim kurgusu başladı ve öğretmeniyle iyi anlaşıyorlardı. Öğretmeni onun gelişimine en büyük katkı sağlayan insanlardan birisi, öğretmeninin sayesinde pek çok çizim tekniği öğrenerek yeteneğini daha da geliştirdi ve bazı yerlerde beni bile geçecek noktaya geldi. Yeteneğinin daha da geliştirilmesi durumunda gayet başarılı olabileceğini düşünüyorum. Biz çadırda kalıyoruz ama kardeşimin sanata karşı sevgisi ve yönelimi hiç bitmiyor, daha fazla yapmaya çalışıyor ve kendini sürekli o yönde motive ediyor. Kötü bile çizse asla demiyor ki ben kötü çizdim bir daha çizmeyeceğim demiyor. Her zaman içinde bir umut, bir sevinç var ve bunları da tablolarına yansıttığını düşünüyorum” diye konuştu. – OSMANİYE