Üniversite kampında cinsiyet ayrımı: ‘Haremlik-selamlık’ uygulaması tepki çekti

Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) protokolü ilkokuldan üniversite gençlerine kadar birçok kamp ve eğitim programı laik ve karma eğitime aykırı etkinlikler gerçekleştiriliyor.

Gazete Yanigün’den Kenan Yeşil’in haberine göre Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğiyle Kamp+ kapsamında düzenlenen ‘Milli Yetkinlik Hamlesi Kampı’nda ‘Haremlik-Selamlık’ uygulaması yapıldı.

‘HAREMLİK-SELAMLIK’ KAMP

Kamp+ kapsamında düzenlenen Milli Yetkinlik Hamlesi Kampı’na üniversitelerin ilgili bölümlerinde 2., 3. ve 4. sınıfta aktif öğrenci olarak eğitim-öğretim hayatına devam eden gençler davet edildi.

Kampın içeriğinde, tematik eğitimler ve atölyeler yanı sıra kamp aktiviteleri ve kültürel geziler yer alırken erkek öğrenciler ve kadın öğrenciler için ayrı ayrı günler belirlendi. Üniversiteli kadın öğrenciler, 11-15 Şubat 2025 tarihleri arasında kamlarını tamamladı. Erkek öğrenciler için 16-20 Şubat 2025 tarihleri arasında belirlenen kamplarını devam ediyor.

“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM İLKELERİNE AYKIRI”

Harem-selamlık uygulamalarının laik ve bilimsel eğitim ilkelerinin dışında olduğunu vurgulayan Eğitim Sen İzmir Üniversiteler (3 Nolu) Şube Başkanı Lülüfer Körükmez, “Eğitimin modern, bilimsel ve laik temellerde gerçekleştirilmesi gerektiği ilkesini üniversite duvarları arasında sınırlı tutmuyoruz. Eğitimin her aşamasında bu ilkelere uygun olarak yapılması gerekiyor. Harem-selamlık uygulamaları da laik ve bilimsel eğitim standartlarının dışındadır. Bu tür uygulamalardan hızla vazgeçilmelidir” dedi.

CİNSİYET AYRIMINA TEPKİ

Milli Yetkinlik Hamlesi Kampı’nda, ‘Haremlik-Selamlık’ uygulaması ile gençlerin cinsiyetlerine göre ayrıştırılmalarını tepki gösteren Lülüfer Körükmez, “Bir eğitim programında gençlerin biyolojik cinsiyetlerine göre ayrıştırılarak gruplandırılması, gençlerin birbirlerinden öğrenme fırsatlarını da engelliyor. Teknoloji alanında toplumsal cinsiyetten kaynaklanan eşitsizlikleri aşmak dünyada pek çok girişim varken, bu engelleri bertaraf etmek için çalışmalar yapılırken ülkemizde bu tür uygulamalar cinsiyet eşitsizliğine dayalı eşitsizlikleri derinleştirecektir. Teknoloji konusunda bir eğitimin biyolojik cinsiyete göre ayrıştırılmasının herhangi bir pedagojik nedeni ve faydası olamaz” ifadelerini kullandı.